Can

Date Published: July 2, 2025
Özet
Alevi inanç sisteminde “can” kavramı, Fars tasavvuf geleneğinden kaynaklanır. Şiirsel ve mistik literatürde, yaşam ve ruh, aşk ve ilahi olan fikirleriyle ilişkilendirilir. Günümüzde bu kavram özellikle cem ritüellerinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda, Alevi derneklerinin çağdaş kimlik ve politik taleplerini yansıtan bir anlam da taşımaktadır.

Etimoloji ve Tasavvufi Kökenler

Nişanyan’ın etimolojik sözlüğüne göre “can” kelimesi, “yaşam” anlamına gelen Farsça jān sözcüğünden gelir ve bu da, “ruh” anlamına gelen Sanskritçe vyāna sözcüğünden türetilmiştir. Türk ve Fars tasavvuf edebiyatında can kavramı, Kur’an kaynaklı Arapça ruh kavramına ek olarak, “bedene canlılık kazandıran unsur”u adlandırmak için kullanılmıştır (Uzun 1993). Divan edebiyatında can, etten ve deriden oluşan maddi bedene yaşam veren, görünmez ve maddesel olmayan bir unsur olarak kabul edilir. Bu şiirlerde can, aynı zamanda sevgiliden sevgiliye “Ey can” hitabında olduğu gibi aşk duygusunu da besleyen bir bileşen olarak görülür. Tasavvuf terminolojisinde, örneğin Mevlana’nın Mesnevi’sinde, insanın doğumla birlikte ortaya çıkan ve ilahi kökenini nübüvvet nurunda bulan ebedi ruhunu tanımlamak için de kullanılmıştır. Sufi eserlerde can kelimesi zaman zaman Allah, Peygamber Muhammed, sufi şeyhi ya da melekleri ifade etmek için de kullanılmıştır. Bu nedenle Mevlevi ve Bektaşi tarikatı dervişleri birbirlerine hitap ederken bazen bu terimi kullanmışlardır. Günlük yaşamda ise Türkçedeki can kelimesi oldukça yaygın bir biçimde kullanılır: canlı (“yaşayan, hayat dolu”) sözcüğünde ya da sevgi ifadesi olarak kullanılan canım (“canım, hayatım”) gibi.

Alevi Edebiyatı ve Ritüellerinde “Can”ın Kullanımı
Can kavramı, Alevi kaynaklarında, özellikle Bektaşilerde nefes, Alevilerde ise deyiş olarak bilinen ilahilerde yer bulmuştur (Gül 2021). Günümüzde ise bu terim ağırlıklı olarak cem ritüellerinde kullanılmaktadır: Dede veya ana genellikle topluluğa canlar şeklinde hitap eder. 1990’lı yıllarda, modern ve kentli cemevlerinin inşasıyla birlikte bu ritüelin yeniden canlanmasını sağlayanlar, her Perşembe akşamı düzenlenen bu ritüelden sorumlu hâle gelen Alevi dernekleri olmuştur. Bugünün çağdaş Aleviliğinde canlar terimi artık geleneksel olarak var olan usta–mürid (öğrenci) hiyerarşisinin aksine daha yatay bir ilişki biçimini ifade etmek için kullanılmaktadır. Kimlik tartışmaları bağlamında, can kavramının ritüel kullanımı, Alevi derneklerinin Türkiye’deki çoğunluk Sünni İslam’dan kendilerini ayrıştırma çabalarında bir argümana dönüşmüştür. Bu kavram, özellikle kadın ve erkek arasında eşitlik söylemlerinin simgesine dönüşmüş; ancak yine de bu topluluklardaki mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini görünmez kılan yaygın bir söylem olarak da eleştirilmiştir (Nimet 2016).

Doğa, Can ve Çağdaş Animizm Yorumları
2000’li yılların başından itibaren, yeniden anlamlandırılmış Alevi can kavramı, özellikle Dersim’deki doğayı tahrip eden ve sömürüye dayalı sanayi projelerine karşı yürütülen çevre mücadelelerinde yeni bir kullanıma kavuşmuştur. Bazı Aleviler, artık dünyadaki her bir “yaşam-ruhu”nun (can) varlığına duyarlılık anlamında bir tür “animizm” savunmaktadır. Bu yeniden yorumlanan perspektife göre, insanlar bir “yaşam-ruhu”ndan oluşur ve bu soyut ilke hayvanlar, bitkiler hatta mineraller gibi insan dışı varlıklarla paylaşılan ortak bir özdür. Bu aktivistler, tasavvuf düşünürü İbn Arabi’nin Vahdet-i Vücud (varlığın birliği) teorisini siyasal bir şekilde yeniden yorumlayarak, doğadaki tüm canlı varlıkları kutsal kabul ederler ve bu varlıkların her türlü sömürüden korunması gerektiğini savunurlar.

Sonuç
Can kavramı, Alevi mistik şiirsel geleneğinin hem sözlü hem yazılı bir parçasıdır. Aynı zamanda esnek, değişime ve yeniden yorumlanmaya açık bir kavram olup, Alevi derneklerinin elinde bir öz-temsil aracı, yani politik bir enstrüman hâline gelmiştir. Uzun bir süre boyunca daha çok ilahi kökenli insan ruhunu ifade etmek için kullanılan bu terim, artık çevre mücadeleleri bağlamında insan dışı canlı varlıkları da kapsayacak biçimde genişlemiştir.

Kaynakça & Ek Okumalar
Gül, İbrahim. “Alevi İnancında Can, Ruh Kavramı ve Nefsin Eğitimi”, Folklor / Edebiyat, ss. 211–228, 2021.
Nimet, Okan. Canların Cinsiyeti: Alevilik ve Kadın, İstanbul: İletişim Yayınları, 2016.
Uzun, Mustafa İsmet. “Can”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, ss. 138–139, 1993.

Can

Date Published: July 2, 2025
Summary

* This entry was originally written in Turkish.

The Alevi concept of can stems from its Persian Sufi heritage. In the poetic and mystical literature, it is associated with the ideas of life and soul, love and the divine. The term is now mainly used during the cem rituals. It also conveys some of the contemporary identity and political claims of the Alevi associations.

Etymology and Sufi Origins

According to Nişanyan’s etymological dictionary, the word comes from the Persian jān, translated as “life” (yaşam), itself derived from the Sanskrit vyāna, translated as “soul” (ruh). In Turkish and Persian Sufi literature, the concept of can was used in addition to the Qur’anic Arabic concepts of ruh to name “the element that provides vitality to the body” (Uzun 1993). In Divan literature, the can is considered as an invisible and immaterial component that gives life to the material body made of flesh and skin. In these works of poetry, this component also nourishes the feeling of love, as shown in the addresses from the lover to their beloved as “Ey can”. It was also used in the Sufi terminology, for instance in Mevlana Rumi’s Mesnevi, to name the eternal soul of the human being that emerges at birth and that finds its divine origins in the prophetic light. In Sufi work, the word can is sometimes used to refer to Allah, Prophet Muhammad, the Sufi sheikh or the angels. As such, the term can was sometimes used by the dervishes of the Mevlevi and Bektashi brotherhoods to refer to one another. In the everyday life, the Turkish word can is also very widespread: it is used for anything that is canlı, meaning “live, living”, or as an affectionate nickname, canım, “my life”.

The Use of Can in Alevi Literature and Rituals

The concept of can has been used in the Alevi sources, especially in the hymns known as nefes among the Bektashis, and as deyiş among the Alevis (Gül 2021). Today, the term is mainly used during cem rituals: the dede or the ana often addresses the assembly as canlar. It was in the Alevi associations, now in charge of this ritual held every Thursday evening, that the ritual use of can made a comeback in the 1990s with the construction of the modern, urban cemevi. In this contemporary Alevism, the term canlar is now used to express a more horizontal relationship, in contrast to the hierarchical relationship between masters and disciples that traditionally prevailed. In the identity debate, the ritual use of the concept of can has become an argument for Alevi associations seeking to differentiate themselves from the majority Sunni Islam in Turkey. It has become the symbol of “Alevis egalitarianism”, particularly between men and women, a widespread discourse that nonetheless invisibilises the existing gender inequalities in these communities (Nimet 2016).

Nature, Can, and Contemporary Animist Interpretations

Since the early 2000s, the reinvented Alevi concept of can has also given rise to new uses in the context of environmental struggles, in resistance to extractive and destructive industrial projects, especially in Dersim. Some Alevis now claim a form of “animism”, understood as a sensitivity to the existence of every “life-soul”, can, in the world. From this reinvented perspective, human beings are composed of a “life-soul”, an immaterial principle that they share with non-human beings, be them animals, plants or even minerals. In a politicized reinterpretation of the theory of the Oneness of Being (Vahdet-i Vücud) of the Sufi master Ibn Arabi, living beings in nature are considered by these activists as sacred and must be protected from all forms of exploitation.

Conclusion

The concept of can is part of the Alevi mystical poetic tradition, both written and oral. It is also flexible, open to change and reinterpretation, and has become a political tool for self-representation in the hand Alevi associations. For a long time, the term was mostly used to refer to the human soul of divine origin, but it has now been extended to non-human living beings as part of environmental struggles.

 References & Further Reading

Gül, İbrahim. « Alevi İnancında Can, Ruh Kavramı ve Nefsin Eğitimi », Folklor / edebiyat, 211-228, 2021.

Nimet, Okan. Canların Cinsiyeti. Alevilik ve Kadın, Istanbul, İletişim Yayınları, 2016.

Uzun, Mustafa İsmet. « Can », TDV İslâm Ansiklopedisi, Istanbul, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi, 138-139, 1993.

Retour en haut
[working_gallery]